Ebeveynliğimiz veya çocuklarımız kaynaklı sorunlara çok fazla odaklanırsak, sadece soruna ve neyin düzeltilmesi gerektiğine odaklanarak görüşümüzü daraltırız. Ama bir şeyi değiştirme zorunluluğunu bıraktığımızda, yargılarımızı bir süre bıraktığımızda çocuğumuzla tam anlamıyla birlikte olabilir ve deneyimin tadını çıkarabiliriz. Çocuğumuzun elini tutmanın, onun resim yapmasını izlemenin kucağımızda tutmanın fiziksel hislerini hisseder ve o anda onunla birlikte olma deneyiminin tadını çıkarabiliriz.

O anda, onun güçlü ve zayıf yönleri hakkında endişelenmenize gerek yoktur. Hiçbir şeyi değiştirmenize gerek yoktur.

Mindful olmak, bir görüşe diğerinden daha fazla değer vermek anlamına gelmez, sadece her iki yönü de kapsayan daha geniş bir bakış açısına sahip olmak anlamına gelir.

Çocuklarımızın davranışlarına veya özelliklerine ilişkin koyduğumuz etiket, dikkatimizin sadece bu noktaya odaklanmasına, büyük resmi gözden kaçırmamıza neden olur. Mesela iki çocuk sahibiyseniz, birini “sakin”, diğerini “hareketli” olarak düşünme eğilimini hiç fark ettiniz mi? Yoksa akıllı ve atletik olan mı? Çocuklarımızı karşılaştırmak doğaldır, ancak bazen her çocuğa olduğu gibi olması için yer vermeyerek kendi etiketlerimize kelimenin tam anlamıyla inanmakta sıkışıp kalabiliriz. Çocuğumuzun örneğin “derslerde iyi” olmadığına karar verdikten sonra, bu tanıma uyan şeyleri fark etmek ve onunla çelişen şeyleri gözden kaçırmak ne kadar kolaydır?

Eğer kendimiz de bazı duygusal sorunlar yaşıyorsak, çocuğumuzun olumsuz yönlerine karşı aşırı duyarlı veya önyargılı olabiliriz.

Dolayısıyla, ebeveyn olarak çocuğumuza ve kendimize bakışımız, ya kendi duygusal sorunlarımız ya da çocuğumuzun duygusal ya da davranışsal zorlukları nedeniyle oldukça daraltılabilir ve önyargılı hale gelebilir. Olaylara bakış açımıza getirdiğimiz Mindfulness’ın başlangıç zihni tutumu, bize dar bakış kalıplarımızdan çıkıp, kendimizi daha geniş deneyim evrenine açmamızı sağlar.

Çocuğumuzu başlangıç zihni tutumuyla görmek, çocuğumuzun sorunlarıyla özdeşleşmesini ve kendine bakış açısını yalnızca olumsuz yönleri içerecek şekilde daraltmasını engellemeye yardımcı olabilir.

Mindfulness’ta Başlangıç Zihni Tutumu

Çoğu zaman düşüncelerimiz, tutumlarımız ve inançlarımız, olayları oldukları gibi görmemizi engeller. Şimdiki anın zenginliğini görmek için “başlangıç zihni” tutumunu geliştirmemiz gerekir. Başlangıç zihni, mevcut andaki her deneyime karşı yenilik tutumuna (sanki onu ilk kez görüyormuş gibi) sahip olmayı içerir. Açık bir başlangıç zihni, yeni olasılıklara açık olmamızı sağlar. Hiçbir an birbiriyle aynı değildir. Her biri benzersizdir ve benzersiz olanaklar içerir. Her nefesin, duyumun veya deneyimin gerçekten benzersiz olduğunun, bu anda gerçekleştiğinin ve benzersiz olanaklara sahip olduğunun tanınmasını hatırlatır.

Şimdi Paylaş